Şimdi eğri oturup doğru konuşmak lazım. Marmaris Kış Trofesi 1. ayağında eleştirdiğim rota ve sistemin üzerinden 2 ayak geçti. Hem ORC hakkında gelişim hem de yarış kalitesinde inanılmaz bir ilerleme sağlayan MIYC, Kış Trofesi’nin 3. ayağında bize soluksuz bir hafta sonu ve tamamen adaletti tam 4 orsa-pupa parkuru yaşattı. Öncelikle ben kendi adıma teşekkür ederim, tüm eleştirilerimi nazikçe cevaplayan, “Atilla evet bu dediğin doğru ama bu işin bir de bu yüzü var” diye gözümün içine bakarak benimle sohbet eden herkese çok teşekkür ederim. Ellerinize sağlık, yüreğinize sağlık neden mi? Yok yok, beni disiplin kuruluna vermediniz diye değil yarışmayı özlediğimiz ve doyasıya yarışabildiğimiz için.
ACABA BİR YARIŞ DAHA DERLER Mİ?
Marmaris Kış Trofesi’nin 3. ayağının ilk günü hava raporları sakin bir havayı gösterirken başhakem Ezgi Kalaycı, bu hafta 4 yarış planlıyoruz, dediğinde aramızda gülüşmüştük. Bu havada hangi dört yarış, birini bitirebilelim bari diye, durum öyle olmadı. Elindeki küçük körfezin lokal rüzgarlarına hakim olan hakem kurulu, 1.2 millik bir orsa pupa parkuru kurarak ilk startı verdiğinde rüzgar daha tam oturmamıştı ve daha ilk orsada büyük kopmalar yaşandı. Rüzgarın yönünün aşırı değişkenliğinden dolayı ORC 2. dönüşlerini, ORC B ise ilk dönüşlerini tamamlarken o acı 3 düdük sesi duyuldu ve yarış abandone edildi. Tabii ki lider tekneler üzüldü, arkadakiler sevindi ama benim nezdimde ki ORC B’de lider tekne bizdik, abandone kesinlikle doğru karardı. Çünkü yarışın adaleti bozulmuştu. Hemen geri çağırıldık ve hızlı şekilde start işlemleri tekrar başladı.
İkinci startta ise karışan start hattından dolayı bir genel geri yapıldı ve istif kod bayrağı ile tekrar start verildi. 2. yarış bittiğinde oldukça yorulmuştuk, yarışlar 1 saat 10 dakika bandında bitmişti ancak orsa pupa parkurun rekabeti, bol manevrası ve rakiplerin de oldukça iyi olmasından kaynaklı aslında tam anlamıyla canımız çıkmıştı. Tam oh günü bitirdik, e derecede fena değil derken bir düdük daha! Ne? 3. yarış mı? Centre board geçmişi olanlar bu duruma alışıktır tabi ama benim gibi asli geçmişi yat sınıfına dayananlarda bir şaşkınlık oldu tabii ki, hemen soluklanarak hazırlıklarımızı yaptık ve 3. yarışın startını aldık. 3. yarış daha da oturan rüzgar tüm filoyu hızlandırdı ve ORC 1’ler 50 dakika bantlarında, B ve C’ler ise 1 saat bandında finişlerini aldı. Marmaris Körfezi’nde tam bir yat şöleni vardı, koydan çıkmayan tekneler karadan da gözlenebilirken rengarenk balonların birbirlerine karışması, gökyüzünde uçuşan martıların teknelere eşlik etmesi, bir şiir gibi esen meltem tamam tamam şaka yapıyorum. Böyle yazmayacağım tabii ki, bir günde 5 start aldık ve 3 yarış yaptık, yapılan yarışların hiç birisinde adalet bozulmadı, büyük rüzgar driseleri olmadı, şamandıralar doğru yerdeydi, start hattında mübalağa avantajlar yoktu, fodepar kararları doğruydu ve çatır çatır yarıştık.
Ohh beee…
İlk gün 3. yarış sona erdiğinde tüm ekip birbirine baktı ve bir yarış daha verirler mi acaba dedik neyse ki bu olmadı, 3 yarış tadındaydı 4. olsa açıkçası birçok ekip için fazla zorlayıcı olurdu. Orsa pupa yarışları constracted course hesaplamasında yapıldığında oldukça zorlayıcı ve tamamen performans odaklı oluyor. Çünkü bu puan değerlendirmesi rüzgarın ortalamasını lider teknenin polar diagramına bakarak bu mesafeyi bu sürede bitirdiyse rüzgar budur diyerek hesaplıyor. Hal böyle olunca siz eğer Tod değeri sizden düşük olan ve sert havada sizden hızlı olan bir teknenin arkasına düşerseniz, yani teknenizin performansının altında kaldıysanız ağzınızla kuşta tutsanız yarışı kazanmanız pek olası değil. Bu anlamda orsa pupa yarışlarında constracted course uygulaması rekabeti çok yükseltici bir faktör ve ben rakibime şu kadar süre veriyorum yatayım üstüne taktikleri tutmuyor. Bakacaksınız polar diagramınıza, yazacaksınız önünüze, teknenizin olması gereken hızı neyse o hızları yakalayacaksınız diyor sistem. Yani yarış diyor, gezme! İki gün boyunca süren MIYC Kış Trofesi’nin 3. ayağında toplamda 4 yarış yapıldı ve tam anlamıyla performansımızı yükseltmeye zorunlu kılındığımız bir parkur oldu.
TAZE KAN SIKI RAKİP
ORC C grubuna yeni gelen bir tekne vardı ismi İvana. Bir Salona 380 olan İvana yarış yelkenleri, start hattında nizami hareketleri ve parkurda rekabetçi oyunu ile bu haftanın kazananı oldu ve ORC C grubunun trofede oldukça iddialı tüm teknelerini geride bıraktı. Ivan Zotov liderliğindeki ekipte taktikleri yapan yarışçının bir 49er olimpik sporcusu olduğunu yarıştan sonra öğrendik ve bu durum biz 2. olsak da bizi sevindirdi. Çünkü kötü bir rakibe geçilmemiştik. Trofeye devam eder mi bilmem ama ederse İvana’yı geçmek zor olacak. Harika yarıştılar bu yüzden ORC B’ye hoş geldiler. İyi rakip her zaman iyidir.
MIYC 3. ayakta bir önceki yazdığım yazımda kontrol edilmesini iddia ettiğim Strekoza teknesi bu ayak başında ölçülerek beyanlarının yanlış olduğu tespit edildi ve aldığı ceza ile 2. ayaktaki derecesini kaybetti. Bu durumda ise Tora Kutoğlu dümenciliğindeki Flyer teknesi 2. ayakta derecesi yükselerek 3.’lüğe oturdu ancak bu yapılan hile alakası olmayan bir başka ekip olan Runner teknesi 3.lük kupalarını puan eşitliğinden dolayı Flyer teknesine vermekten dolayı oldukça üzgündüler. Bu anlamda hakkını doğru arayan Tora Kutoğlu ekibini tebrik ederim, 3.’lük kupalarını da Runner teknesi ile paylaşmalarının daha doğru olduğunu düşünüyorum ama tabi ki kural olarak böyle bir paylaşım söz konusu mu bilemiyorum ama neden olmasın. 2020 yılında erkek yüksek atlama kategorisinde Tokyo Olimpiyatları’nda yaşanan bir eşitlikten dolayı Mutaz Essa Barshim ile İtalyan sporcu Gianmarco Tamberi altın madalyayı paylaşmıştı. Marmaris Kış Trofesi’nde neden olmasın? Ancak dediğim gibi bu paylaşım teknik olarak mümkün mü bilmiyorum, benim başıma gelse ben atölyede eşit iki parçaya böler öyle verirdim, hayatım boyunca hatırlayacağım ve güleceğim bir anı olurdu bu.
GÖZE TAKILAN PERFORMANSLAR
Erhan Karaca dümenciliğindeki Vakkaroma, bu haftanın en stabil ve en istikrarlı ekibiydi. 2-1-1-1’lik dereceleri ile rakiplerini geride bıraktı ancak genç bir ekip olan ve Melges 32 gibi oldukça teknik ve küçük bir tekne ile yarışan Wings Racing ekibi Vakkaroma ile şahane bir çekişme yarışlarına devam ediyor. Aralarında geçen ayak geçen bir protestolaşma dışında rekabetleri oldukça seviyeli ve dengeli şekilde izleyenlere keyif veriyor. Bu hafta Vakkoroma’nındı ancak trofe genelinde bakalım neler olacak?
ORC D grubunda ise çekişme çok yüksek ve genelde ORC C tekneleri ile birlikte yarışın içindeler. Bu grupta bu hafta gözüme çarpan en yüksek performans şu anda hala Türkiye turu rekorunu duo sınıfında elinde tutan Doğukan Kandamir’in Vmg Carbotik teknesiydi. Küçük bir Beneteau first 31.7 olan bu tekne simetrik balon doğru yönetildiğinde tam bir orsa pupa canavarı olduğunun bir göstergesi gibiydi. Nissan sponsorluğunda yarışan Jazgır teknesi ise bu hafta liderliği kaçırsa da iyi performans göstererek grubundaki mücadelenin ana ekiplerinden olduğunu gösteriyor.
ORC C grubunda ise bu hafta en çok göze çarpan performans tartışmasız İvana teknesiydi ancak 2. yarışta fodepar olarak tüm filonun arkasında start alarak Netsel marina önlerine inmek zorunda kalan ancak harika bir geri dönüş ile filosunu yakaladıktan sonra inatla performansına devam eden Omani teknesiydi. Haftanın son yarışında sıkı rakipleri olan Tocsix ve Arora x teknesinin fodepar olmasının ardından bu hatayı affetmeyen Omani bu hafta sallanan podyuma tutunmayı başardı ve haftayı 3. kapatarak trofenin genelinde iyi bir puan ile yoluna devam etti.
BİZİ YARIŞTIRIN YETER
Ne köfte ne sosis, ne bira ne şarap. Bunların hiç birisi önemli değil. Kulüpler de şahıslar gibi iyi ve kötü yılları olan, başlarına iş gelebilen kurumlardır ve MIYC bu yıl Netsel Marina’nın çektiği sponsorluk ile zor bir yıldan geçiyor. Belediye marina yarış filosuna kucak açtı ancak tabi ki yarış ruhu olarak eski günleri filo arıyor. Yine de yarış adaletli olunca, majör hatalar yapılmayınca, yarışmaya doyunca kimsenin sesi çıkmıyor. Çünkü biz buraya yarışmaya geliyoruz ve yarış iyi olunca gerisi boş oluyor. Memleketin en pahalı işletmesinde kupa töreni yap ama kötü bir yarış düzenle onun pek bir anlamı yok. Samimi bir ortamda bir uyduruk bira, bir uskumru ızgara üzerine de 4 tane aslan gibi orsa – pupa yarışı yaptığında ve her şeyi iyi yapmaya gayret edildiği aşikar olduğunda, alkışlamaktan ve teşekkür etmekten başka bir şey söylenmiyor.
Coğrafi rotalarda IRC sisteminin daha verimli çalıştığına inansam da orsa pupa yarışlarında ORC sistemi ve Constructed Course uygulaması açıkcası IRC’den daha rekabetçi ve zorlu. Bu anlamda kalabalık filolarda iki sisteminde olması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bu uygulamalar EAYK-BAYK gibi gezi teknelerinin filoya hakim olduğu filolarda fazla zorlayıcı olabilir veya biraz iyi yarışan teknelerin her yarışı kazanmasına sebep olabilir. Marmaris’te en kalabalık grup olan ORC C’de hiç bir tekne her haftayı lider kapatamıyor, hiç bir tekne her ayakta 1-1-1-1 yapamıyor. Çünkü hem grup çok iyi bölünmüş, gruptaki her tekne ve ekip güçlü. Hal böyle olunca evet ORC daha iyi sonuç veriyor ama amatör teknelerin çok olduğu trofe ve gruplarda IRC daha iyi çalışacaktır.
Biliyorsunuz ben yazdığım yazılardan dolayı BAYK Protesto Kurulu tarafından disiplin kuruluna sevk edildim. Bunun üzerine de bir yazı daha yazdım ve bana aba altından sopa göstermeyin dedim. Dediğimin arkasında olduğum gibi kimse bu hafta kızgınım diye MIYC’ı övüyorum falan zannetmesin, benim yazı yazmam şu anda bir amme hizmeti, bundan en ufak bir kazancım veya çıkarım yok. Medya bir güçtür ve bu gücün bir sorumluluğu vardır. Bu sorumluluğu ben kişisel kızgınlığıma veya haksızlığa uğradığımı düşünerek küserek susarak ya da elimdeki gücü abartarak yaygaraya dökmem. Bu bir sorumluluktur ve diğer yarışlarda ne yaşanıyor ise inandığım doğru ne ise onu yazmaya devam edeceğim. Teknik bir hata yaptığımda kimse bana dönüp bir telefon açıp Atilla bu yazdığın olay yanlış aslı böyle oldu demiyorsa daha dikkatli olurum, bu samimiyetsizliğe aynı şekilde cevap vermem ki öyle de yapmadım. Kulübe gittim, ben protesto kurulu başkanını şu şu sebeplerden disiplin kuruluna şikayet edeceğim dedim ve ettim. Hem disipline verip hem haber vermeyip yüz yüze bakıp gülümsemedim onun gibi. Bu yüzden okuyanlardan ricam beni hiç bir kulübün yaveri sanmayın ki bu yazılar da gelişsin, yarışlarımız da. Benim olayım artık kişiselleşmiştir, bu yüzden artık yazılarıma taşımayacağım zaten bu saçma durumdan dolayı bir ceza alacağımı da düşünmüyorum ama kırgın mı yım? Hem de çok. Karşı bir hareket yapmaz mıyım? Hem de çok. Mesih değilim ben kusuruma bakmayın bana bir tokat atana yüzümün diğer tarafını döneyim.
Herkese saygılarımla…
Yüzünüzden yel, teninizden tuz eksik olmasın.