Marmaris Uluslararası Yat Kulübü (MIYC) Komodoru Erol Algül, Ankara’dan Marmaris’e uzanan yolculuğunu, yelken sporuna başlangıcını, kulüp faaliyetlerini, Avrupa yarışlarını, ORC sistemine geçiş sürecini ve Türkiye’de denizciliğin geleceğine dair görüşlerini anlattı.Algül, “Saatlik verilen, sadece yelken trimi öğretilen eğitimlerle denizci olunmuyor. Önce yelkenci değil denizci yetiştirmeliyiz” dedi.


Röportaj: Emre TAZEGÜL
Ankara doğumlu olan MIYC Komodoru Erol Algül, okul ve iş hayatını 2005 yılına kadar başkentte sürdürdü. Kurumsal hayatı boyunca Türkiye’nin pek çok bölgesini gezme fırsatı bulduğunu belirterek şunları söylüyor:
“Çok fazla yerinde durmayı sevmeyen birisiyim, mutlaka yeni yerler görmeliyim. Doğanın gücüne ve enerjisine inanırım.”
Yelken sporuna ilgisinin 90’lı yılların sonunda “Yelken Dünyası” dergisiyle tanıştıktan sonra başladığını aktaran Algül, önce amatör ehliyet kursuna katıldığını, ardından Marmaris’te yelken yapmaya başladığını belirtiyor. “Hobi olarak başladığım bu sporun kariyerimin bir parçası olacağını hiç düşünmezdim. Kurumsal iş hayatından sıkıldıkça kendimi denizde buluyordum” diyor.
Ankara Yelken Kulübü’nün kurulmasıyla birlikte en aktif kulüplerden birinde faaliyetlere katıldığını hatırlatan Algül, Marmaris’e taşınmasının kariyerinde radikal bir karar olduğunu ve bu süreçte kendisini geliştirmek için çok çalıştığını ekliyor.

“MIYC Bir Aile Gibi”
Marmaris’te yaşamaya başladıktan sonra yelkene ilgi duyan herkesin yolunun MIYC’dengeçtiğini söyleyen Algül, kulübe üyeliğini ve ardından gelen süreci şu sözlerle anlatıyor:
“Üye olmakta biraz geç kaldım diyebilirim ama üye olur olmaz kendimi yönetimde buldum. Beş dönemdir yönetimde, üç dönemdir de komodor olarak görev almaktayım. Burasını bir aile işletmesi gibi düşünebilirsiniz, göreviniz ne olursa olsun her şeyi birlikte başarıyorsunuz. Yorulduğunuzda ara verip görevi ailenin diğer fertlerine gönül rahatlığıyla devredebiliyorsunuz. Temelleri çok iyi atılmış bir kulüp ve Doğu Akdeniz’in en çok katılımlı yarışını 35 yıldır organize ediyoruz. Bu yıl 36. Marmaris Race Week yapılacak, bu başarının altında MIYC ailesinin kurucularının imzası var.”
Eğitimcilik ve Tecrübe
Yelken eğitimciliğinin bu işin en zor tarafı olduğunu vurgulayan Algül, profesyonel olarak yapılabilmesi için birçok yeterliliğe sahip olunması gerektiğini belirtiyor:
“Öncelikle seyir tecrübeniz olmalı. Bu konuda tevazu gösteremeyeceğim; 100 bin mili aşkın seyir tecrübem var. Teknik becerilerimi ve kurumsal yaşamımda aldığım eğitimleri denizcilikle birleştirince ortaya bir yelken eğitmeni çıktı. Bir süre kurumsal firmalara denizde takım ruhu ve liderlik eğitimleri verdim. O dönem için akla gelmeyen bir şeydi. Sonradan İstanbul’da yelken okulları da bunları vermeye başladı.”
Marmaris Netsel Marina’da kurdukları yelken okulundan da bahseden Algül, IYT akreditasyonu ile başladıklarını, halen TYF akreditasyonuna sahip olduklarını ve aynı zamanda RYA Training Center olarak eğitim verdiklerini ifade ediyor:
“Yurt dışından gelen birçok kişiye eğitim veriyoruz, geçtiğimiz yıllarda 20 farklı ülkeden kursiyerimiz oldu. Ben son beş yıldır yalnızca açık deniz seyirlerine katılan kursiyerlere tecrübelerimi aktarıyorum.”
Avrupa Yarışları
2017’ye kadar yurt dışı yarışlarının Yunanistan ile sınırlı olduğunu belirten Algül, 2018’den itibaren Avrupa’nın en prestijli yarışlarına katıldıklarını söylüyor:
“Bir devlet kurumunun ‘bizi yurt dışında nasıl temsil edersin’ fikrinden esinlenerek Avrupa’nın önemli yarışlarına katıldık. Sponsorumuz olmadığı için büyük bütçeleri ben karşıladım. Mile building programları sayesinde masraflarımızı azalttık. Amatör ekiplerle üst sıralarda derece beklentimiz olmadı ama ‘biz de varız’ dedik. Rolex Giraglia, Copa del Rey Mapfre, 151 Miglia gibi yarışlarda Türk bayrağını dalgalandırmak bizim için gurur.”

Bodrum ve Marmaris Yarışları
Bodrum yarışlarının Marmaris trofelerinden önce başladığını hatırlatan Algül, yıllarca Marmaris’ten Bodrum’a seyir yaptıklarını ve her iki organizasyona da katıldıklarını ifade ediyor:
“Önceleri yılın yaklaşık 42-45 haftası denizde geçiyordu, son yıllarda bu biraz azaldı. Yılda 6000 milin üzerinde seyir yapıyoruz. Avrupa’da 200’den fazla liman ve marina gezmişiz. Yanımda 2014’ten beri Banu ve Cem var, organizasyona büyük destek veriyorlar. Uğrayacağımız limanları seçerken en çok dikkat ettiğimiz şey daha önce gitmediğimiz yerler ve oranın mutfağı oluyor.”
ORC Sistemine Geçiş
IRC ve ORC sistemlerinin Avrupa’da birlikte veya ayrı ayrı kullanıldığını anlatan Algül, MIYC’nin ORC’ye geçiş sürecini şöyle özetliyor:
“2018’de İspanya’da ORC International sertifikası çıkarttım. Kulüp olarak ORC’ye geçmeden önce ölçücüler eğitim aldı, bazı yarışları ORC sistemiyle denedik, yabancı hakemler davet ettik. Katılımcı teknelerin sınıflandırmalarını yaptık, olası sonuçları inceledik. ORC yönetiminden destek aldık. Bu sistem amatörlerden çok profesyonellere uygun ama biz MIYC olarak çok çalıştık, geriye dönüş hata olur. Bu sene Palma’da ORC Avrupa Şampiyonası’na katılarak sistemin iyi çalıştığını bir kez daha tecrübe etmiş olduk.”
Türkiye’de bazı kulüplerin hızlı geçiş nedeniyle sorunlar yaşadığını belirten Algül, “Hakemler, ölçücüler ve yarışçılar bilgilerini artırdıkça sorunlar azalacak. Bizim bölgemizde ORC ve IRC’nin bir arada kullanılabileceği yarışlar sadece Marmaris Race Week ve Göcek Atatürk Cup’tır” dedi.

Genç Yelkencilere Tavsiyeler
Algül, yelken öğrenmek isteyenlere şu tavsiyelerde bulunuyor:
“Önce denizde yaşamayı öğrenmeliler. Sadece yelken trimi öğretilen eğitimlerle denizci olunmaz. Doğru okul ve eğitmen seçilmeli. Fırsat buldukça açık deniz seyirlerine katılmak tecrübeyi artırır.”

2025 ve 2026 Takvimi
MIYC’nin 2025 takviminde sona yaklaştıklarını belirten Algül, en önemli organizasyonlarının Marmaris Race Week olduğunu söyledi. 2026 trofe takvimini BAYK ile görüşerek hazırladıklarını belirten Algül, TYF’ye sunduklarını ancak henüz açıklanmadığını ifade etti. Ayrıca kulüplerin daha az ama daha kaliteli yarışlar yapması gerektiğine dikkat çekti.
2026 için yeni sponsor desteğiyle Avrupa’da üç yerine beş yarışa katılmayı planladıklarını belirten Algül, “Bunlar yine ses getiren yarışlar olacak” dedi.
Marinalar ve Türkiye’de Denizcilik
Türkiye’de marina sayısının yetersizliğine vurgu yapan Algül, “Aynı kıyı uzunluğuna sahip ülkelerin onda biri kadar marinamız var. Bu da fiyatların yükselmesine yol açıyor. Birçok tekne sahibi teknelerini Yunan adalarında ya da Avrupa’da tutuyor. Bizim de bir teknemiz bir yıldır İspanya’da” ifadelerini kullandı.
Yelken yarışlarındaki sponsor desteğinin önemine de dikkat çeken Algül, sözlerini şöyle tamamladı: “Yarışlarda en önemli faktör ekipman, eğer başarı istiyorsanız ekibiniz kadar ekipmanınızda iyi olması gerekiyor. Tüm yelkenler, arma, güvenlik malzemesi, teknenin kendisi ve hatta kullandığınız zehirli boya bile çok önem kazanmaktadır. Bunların her biri ayrı maliyet olmasının haricinde ömürleri çok kısa olduğu için sürekli yenilenmeleri gerekiyor. Eğer iyi bir yarış sonucu elde etmek istiyorsanız ve bu maliyetleri karşılamakta zorlanıyorsanız kendinize destekçiler bulmalısınız. Bizim bölgemizde en büyük destekçilerimizden biri yelkenleri ürettirdiğimiz Uksailmaker…
Bunun haricinde
Pam marina (Güvenlik ekipmanları)
M2 Rigging (Arma işleri)
Pisidia Enerji (Ana Yelken)
Gumbel Group (Code Zero)
Renova Enerji (Asimetrik Balon)
Ekinler Enerji (Asimetrik Balon)
ile destek verdiler ve vermeye devam ediyorlar.”












