Merhaba!
Tüm Sailing Times okuyucularını, Balıkçı’nın “Merhaba!”sıyla selamlayarak gireyim sayfaya.
Alıştığımız köşe yazılarının sanırım devri geçti artık. Sosyal medyada bazen eski yazılarımı paylaşıyorum, kimi dostlar, çoğunlukla da gençler diyor ki, çok uzun yazmışsın, okunmuyor! Başlarda garipsiyordum, nasıl okunmaz yahu, efendi gibi tane tane, Türkçe yazdık işte, nasıl okunmaz! Sonra sonra anladım ki telefonda ekran kaydırma benzeri bir hale dönmüş şu bizim bin senelik okuma yazma işi. Kısa olacak, sıkmayacak, öyle ağdalı söz oyunlarıyla ağır abilik yapmadan okunuverecek, hop, kaydır öbür yazıya, kaydır öbür videoya. Keyifli bir konuyu kısa kısa anlatmaya çalışmak, sığ suya salmayla girer gibi olmaz mı, ya da çiğnemeden güzelim bir lokmayı yutuvermek gibi? Nasıl olacak, hiç bilemiyorum, bakalım ayak uydurabilecek miyim? Mesela, bakın şimdiden yazıyı uzatıyor muyum gerginliği başladı.
Hangi konularda yazacağımızı zaman gösterecek. Belki bir yazıda, 40’lı yılların Türkiye’sindeki genç bir mühendisin, yat yarışları için bir handikap sistemi bulma çabasını anlatırız; bir başka yazıda Sadun Boro’dan, Süleyman Dirvana’dan kısa kısa anılara yer veririz. Ya da bir bakmışsınız bir motor ustasıyla yaptığımız kısa bir sohbete canlı canlı kulak misafiri olmuşsunuz. Atık alımı konusundaki bürokratik kızgınlığımızı bağıra çağıra yazarız bir gün, öteki gün de çilingir sofrasındaki iki balıkçıyı yan masadan çaktırmadan keseriz. Ege’nin hikayeleri bitmez nasılsa, tutar kulağından konuları, getirir, oturturuz masaya. Bazen de bir yarışı anlatırız belki.
Ege derken, yarış demişken, aslında bu ilk yazıda yakın zamanda gerçekleşecek bir hayalimden bahsetmek istiyorum. (Kabul edin döndüm dolaştım iyi getirdim konuyu buraya!)

AYVALIK YAT YARIŞI
Doğduğum büyüdüğüm yerler, denizle tanıştığım coğrafya, güzelim Kuzey Ege’dir. Çocukluğum, gençliğim Körfez bölgesinde geçti. Ayvalık, Burhaniye, Akçay, Altınoluk, Küçükkuyu. Sonradan yerleştiğim İzmir’de denizin, yelkenin, yarışmanın güzelliklerini de onlarca yıldır keyifle yaşadım, en yakın dostlarımı bu camiada buldum.
İzmir sularında, özellikle Çeşme’de, dönem dönem yönetiminde bulunmaktan gurur duyduğum Ege Açıkdeniz Yat Kulübü’yle unutulmaz yarışlara, regatalara imza attık. Son zamanlarda içime düşen bir kıpırtı, midedeki minik kelebekler, gittikçe büyüdü büyüdü ve çocukluğumun geçtiği Kuzey Ege’de, buraya özel, burası kokan bir yarış niye yapmıyoruz yahu diye, geldi aklımın köşesine oturdu.
Aradaki aşamaları anlatıp sizleri sıkmayayım (Kısa yazı, unutmayın)… Yaz sonuna geldiğimizde artık sevindiren, gururlandıran gelişmeler olmaya başladı ve hayalim dostlarla paylaşma olgunluğuna erişti.
4-5 Ekim 2025 Ayvalık Yat Yarışı artık TYF takvimine girdi, protokoller hazırlandı.
Biraz farklı bir yarış olacak.
Teknelerin kayıt ücretlerinin tamamı TEV yararına kullanılacak, kayıt esnasında TEV hesabına yatacak. Bu konuda anlayışı, desteği ve yardımı için Yelken Federasyonumuza ve yönetimine minnettarım.
Yarışımız Setur Ayvalık Marina ev sahipliğinde yapılacak. Bu konuda destek sunan Ayvalık Setur Marina Müdürü Sayın Süleyman Ercan beyefendiye bir kez daha teşekkürlerimle.
Yarış organizasyonunu Ayvalık Yelken Spor Kulübü altında düzenliyoruz. Küçük sporcuların büyük ağabey ve ablalarıyla tanışacakları günü iple çekiyorum. Bu vesileyle emekleri için Kulüp Başkanı Sevgili Tolga Alpkökin’e teşekkürlerimle.
3 Ekim Cuma günü marinada bulunan yarışçı dostlarıma tarihi Ayvalık sokaklarında profesyonel rehber eşliğinde bir gezi hediyemiz var.
Alışık olduğumuz üzere Cumartesi 2 ve Pazar 1 yarış şeklinde bir program uygulayacağız.
Yarışlarda ORC derecelendirme sistemi kullanılacak.
Yarışın ilk günü akşamüstü sadece yarışçıların katıldığı bir kısa happy hour planladık. Pazar günü de elbette bir kupa töreni.
İkramlar, kupalar, tişörtler ve diğer tüm masrafları kayıt ücretlerine dokunmadan küçük ya da (inşallah) büyük sponsorlarla halletmeye çalışacağız.
Marina bağlama kapasitesinden dolayı gelen tekne sayısını 20-25 civarında tutmak zorundaydık. Ne mutlu ki ilana çıkar çıkmaz dışarıdan gelecek tekneler için bağlama kapasitemizi doldurduk. Ayvalık ve yakınlarında sürekli bağlama imkanı olan yerel teknelerin ise son güne kadar başımızın üzerinde yeri var.
Bu seneki elde edeceğimiz tecrübelerden sonra seneye bir miktar daha “hayal genişlemesi” yapabileceğiz. Ayvalık Midilli arası ya da Ayvalık’tan Çeşme’ye “Mini Aşağı” ya da tam tersi “Mini Yukarı” yarışı gibi.
Kuzey Ege’nin kendine has rüzgâr rejimi, sakin koyları, tarihi zenginlikleri ve eşsiz adalar manzarasıyla Ayvalık, yelken sporu için Türkiye’nin en özel rotalarından birine sahip. Bu yıl hayata geçireceğimiz Ayvalık Yat Yarışı, hem bölgenin potansiyelini ortaya çıkaracak hem de yeni bir denizcilik geleneğinin ilk adımını atacak.
Bu ilk tanışma yazımızda, gerçekleşmek üzere olan bir hayalimi sizlerle paylaşmak istedim. Umarım iyi bir havayla, kazasız, keyifli bir yarış gerçekleşir, önümüzdeki senelerde gelenek haline gelir.
Sevgiyle kalın…












