Fotoğraf Barış Acarlı
24.’sü düzenlenen İstanbul parkurunun önemli yarışlarından Bosphorus Cup geride kaldı. IRC ve ORC sistemlerinin birlikte kullanıldığı Bosbhorus Cup 51 teknelik bir filoya ev sahipliği yaparken 15 knot üzerinde esen rüzgarda yapılan boğaz yarışı tam anlamı ile bir görsel şölene dönüştü. Türk ekiplerin boğaz yarışında coğrafyaya hakimliği ön plana çıktı. Ancak genel overall kupası bir seneliğine kazanan Rus ekip Rossco Racer oldu. Jpk 11.80 ile katıldıkları Bosphorus Cup’ta boğaz yarışında 7. olmalarına rağmen toplam 6 yarışlık seriyi 3-1-1-1-1-7 dereceleri ile tamamlayan Russco Racer ekibi genel overall kupasını yurt dışına çıkarmayı başardı ve bu yıl 54. Deniz Kuvvetleri Kupasını kazanan Bogatrys teknesinden sonra yurt dışına kaptırdığımız önemli kupa sayısı 2’ye yükseldi.
Yaklaşan büyük yarışlarımızdan bir tanesi de Marmaris Yarış Haftası. Marmaris Yarış Haftası çoğu zaman Türk katılımcılar tarafından pahalı olarak eleştirilse de aslında işin özü pek öyle olmadığı gibi bu hafta öyle bir olaya şahit olduk ki Mirw’in kayıt ücreti gözümüzde küçüldü. Çünkü 30 yılı aşkındır düzenlenen bu önemli organizasyon aynı zamanda Marmaris yaz sezonunun sonunda tüm kente fayda sağlayan da bir organizasyon. 100’ün üzerinde yerli yabancı teknenin katılımı aynı zamanda kepenk indirmeye hazırlanan esnafın yüzünü güldürür her yıl.
KAFAMDA DELİ SORULAR
Açık deniz eğitimi için şu anda yoldayız ve 22 Eylül sabahı Marmaris’e uğrayarak sağ olsun M2 Mustafa’nın büyük bir ustalık ile armamızdaki derdi çok hızlı çözmesinden sonra yola koyulduk. Rüzgar olmadığından ekip ile mutabık olup Ekincik’te kalarak ertesi sabah yola devam etmeye karar verdik. Ekincik’in yanında güzel bir koyda demirdeyken sabah içinde hiç yolcu olmadan ilerleyen yaklaşık 30-35 metrelik bir günlük tur teknesinin yanımızdan geçişini seyretmiştik ve herhalde sezonunu bitirdi, teknesini karaya çekiyor diye düşündük. Ancak Ekincik’e varıp alargada çapamızı sallandırdığımızda bu teknenin yanımızda kıçtan kara olduğunu fark ettik.
Derken gün battıktan hemen sonra koya yarış tekneleri gelmeye başladı, meğerse Rusların yarışı varmış. Bu yarışta yaklaşık 15 tekne Marmaris’ten start alıyor ve Çiftlik, Ekincik, Fethiye gibi bir rotayı yaptıktan sonra tekneler Marmaris’e dönüyor ve bu günlük gezi teknesi ise yarışçıların parti alanı ve kupa töreni yaptığı yüzer kulüp binası diyebiliriz.
Yarışın kayıt ücreti tekne başına 1500 Euro, kişi başı ise 300 Euro…
Yılların yarışı Marmaris Yarış Haftası’nın kayıt bedeli ise 800 Euro, kişi başı 130 Euro.
Eee pes doğrusu, Mirw gibi bir organizasyonu yapmak için kaç kişinin emeği, kulübün uğraşı ve yılların saygınlığı kendi yarışlarını yapabilme yetkisini bir şekilde alabilmiş Rusların yarışından daha mı ucuz?
Peki TYF katkı payını ödedikten sonra yaptıkları karın vergisi var mı mesela? Kendi içlerinde kapalı bir event yapmalarına nasıl müsaade edilebiliyor, inanın anlamıyorum. Değil şahıslar tüm yelken kulüpleri bir araya gelse biz İtalya’da yarış düzenleyeceğiz sadece Türkleri alacağız yarışa desek yapabilir miyiz acaba?
Sanmıyorum…
Bu konunun üzerine herkes kum atıyor, ben Türk bir deniz emekçisi ve yelken yarışçısı olarak vergi yükümlüğünün altında ezilirken benim memleketimde birileri benim kulüplerimden çok kazanıyor.
Bilmiyorum sanıyorum bu sadece beni rahatsız ediyor…
YARIŞLARA DÖNECEK OLURSAK
Rus ekiplerin Türkiye’de önemli yarışları kazanması aslında çok da şaşılacak bir şey değil. Çünkü Türk filosunun büyük kısmı amatör ekipler ve yelken okullarından oluşuyor. Kur ve kötü ekonominin altında ezilen filonun teknelerine Ruslar kadar yatırım yapabilmesi mümkün değil, yoksa bu bir kabiliyet meselesi de değil. Tabii ki çok iyi yarışan Ruslar var ama bir o kadar da iyi Türk ekipleri var. Benim burada Rus dominasyonu dememdeki sebep aslında lafı dönüp dolaştırıp bu özgürlük alanlarına getirmekti.
Türk ekiplerinin tekneleri tonozda, Rusların marinada, kendi yarışlarımızda reklam alan Türk teknesinden daha fazla kayıt parası isteniyor, yabancı ekipler davet ediliyor. Başka bir millet bizim sularımızda ticaret yapıyor ancak kimse hop demiyor ve olan yine bizim yarışçımıza, okulumuza teknelerimize oluyor. Bahsettiğim tek ticaret yarış değil, kaçak charter desen var, eğitim desen var. Bu yüzden bizim yarışlarımıza da gelirler, kupaları da alırlar. Bizde bunları konuştuğumuz ile kalırız.
Türk bayraklı Türk ekipli teknelerin kayıt ücretlerinin yabancı bayraklı yabancı ekipler ile aynı tutulmaması gerekiyor. Ohh ne ala hayat, bizim kulüplerimiz çadırlar kursun yemekler dağıtsın, vergiler maaşlar versin. Birileri ise şartlar eşit olmadan bu pastaya ortak olsun ama devletin kuvvetini sadece Türk bayraklı işini iyi yapan tekneler ve şirketler görsün.
Çok geniş kapsamlı bir konu olsa da bugünlük benden bu kadar. Önemli iki kupamız Ruslarda, kalanına sahip çıkabilmek dileği ile.
Yüzünüzden yel teninizden tuz eksik olmasın.











