Bodrum’dan dünyaya açılan yelken yolculuğu
Yazı ve Fotoğraflar: Çiğdem Yurtsever Holdsworth
Uzun yıllar fotoğrafçı ve dergi yazarı olarak yatçılık sektöründe keyifle çalıştıktan sonra yaklaşık iki yıl önce yaptığım evlilikle birlikte hayatımın 180 derece değiştiğini beni tanıyanlar bilir. Yurt dışında çeşitli ülkelerde yaşamaya başlamam, yelkenciliğe adım atmam ve farklı ülkelerde amatör yelkenciliğin nasıl yapıldığına şahit olmam Bodrum’daki mütevazı hayatımı global seviyeye taşıdı diyebilirim. Ve tabii kendisi de uluslararası, başarılı bir yelkenci olan İngiliz / Amerikalı eşim Andrew sayesinde…
Bu sayfalarda olmamın sebebi ise hayatımdaki yeni deneyimleri paylaşmak. Bundan sonra gittiğimiz ülkelerdeki yelken izlenimlerimin yanı sıra X Yacht XP38 model olan teknemiz Extreme Ways’de yaşadıklarımız ve bazen de yeni başladığım ILCA 4 sınıfındaki deneyimlerimi “Sailingstimes”ta naçizane bir şekilde anlatmaya çalışacağım. Yazılarım teknik konulardan çok lifestyle tarzında olacak. Ana konumuz yelken olsa da gittiğimiz ülkelerdeki farklı hayatlar ve eşimle yaşadığım zorlu ve komik anlar da bazen hikayelerimi süsleyecek.
Gelecek yazılarımda Tayland’da 2023 ILCA Dünya Master Şampiyonası, Avustralya Sydney’de yelken deneyimi, Adelaide’de Andrew’ün şampiyon olduğu 2024 ILCA Dünya Master Şampiyonası ve İngiltere’de yerel yelken kulüplerinin nasıl yarışlar organize ettiği de konularım arasında olacak. Şimdi buyurun en başa dönelim.
Evlilikle birlikte gelen yelkencilik
Uzun yıllar yat sektöründe çalışmış olsam da yelken yapmaya veya öğrenmeye pek fırsatım olmamıştı. Hatta yarış izlemek ve yazmak işimin bir parçası olduğu için pek çok konuda amatör yelkenciler kadar kulak dolgunluğum ve bilgim vardı. Ama işin pratiğine gelince her şey başka bir şeye dönüştü. Buradaki en büyük sebep de tabii ki eşim Andrew’den başkası değildi. Benim yelken yapmaya yeni başlayan biri olarak şampiyonlar liginde yarışan eşimle birlikte üstelik İngilizce terimleri bilmeden yelken yapmaya çalışmam idmansız olarak Everest’e tırmanmaya çalışmam gibi bir şeye dönüştü. Kendimle dalga geçmeyi becerebilen biri olarak şunu söyleyebilirim ki Andrew ile yelken yapmaya başlayınca o kadar zorlandım ki “hayat sana güzel” diyenler pişman olup yelkenden soğudular. Hayatımın bu zorlu ve komik ilk yelken dönemini ve yaşadıklarımızı eğlenceli bir şekilde Instagram hikayelerimde paylaşmıştım. Sabitlediğim için hala izleyebilirsiniz. Evlendikten sonra balayını teknede “survivor” olarak geçirip hayatta kalmayı başardıktan sonra ise Meksika’ya gittik. Şimdi size biraz oradaki deneyimlerimden bahsedeceğim. “Teknede Evlilik” konusunu da akademisyenlerin masaya yatırmasını talep ediyorum.
Neden Meksika?
Andrew bir yat yarışçısı olsa da diğer yandan da ILCA master sınıfı yelkencisi ve hatta 2024 Adelaide ILCA 6 Master Dünya Şampiyonu. Ve maalesef ki ILCA master sınıfı bizim ülkemizde çok yeni. Bu konudan daha sonra detaylıca bahsetmek istiyorum. Oysa ki dünyada ciddi sayıda ILCA master yelkencisi var. Üstelik tüm dünyada hala en çok satan tekne ILCA (Lazer). Resmi olarak ilk kez 1971’de inşa edilmesinden bugüne yaklaşık çeyrek milyon lazer üretilmiş. Bunu ILCA Teknik Komitesi’nde çalışan eşimden biliyorum. Dünyanın en popüler one design sınıfı olduğu için de dünyanın çeşitli yerlerinde ILCA sınıfı için klinikler düzenleyen okullar da mevcut. Bunlardan biri de Meksika’nın Peurto Vallarta şehrinin La Cruz semtindeki bir yelken okulu. Ve bizim de oraya gitme sebebimiz bu okul.
Andrew ve çoğunluğu Amerika ve Kanadalı olan arkadaşları bir süre bu yelken okuluna sadece kliniklere gidip geldikten sonra bazıları birer ev alıp La Cruz’da hayat kurmaya başlamışlar. Bu yelkenciler Amerika ve Kanada’da kış yaşanırken Meksika’ya yaz mevsiminde yelken yapmaya gidiyorlar. Bizim ülkemizde de böyle bir şey olabilir elbette. Avrupa’daki yelkenciler kış soğuklarında güneydeki kıyılarımızda yelken yapmaya gelebilirler elbette ama böyle bir ortam yaratılamıyor maalesef. Bodrum’daki yat sınıfından sonra dragon sınıfının da Bodrum’u yelken merkezi haline getirebilmek için yıllarca çabalaması, hatta dünya şampiyonasını Bodrum’a getirmesinin bile buna yeterli olmadığını görmek üzücü olduğu kadar konunun derinliğini de gösteriyor olmalı. Oysa ki sıcak iklimiyle, güvenli sularıyla, güzellikleriyle ve daha yazmadığım pek çok avantajıyla dünyada yelken yapmak için en keyifli yerlerden biri ülkemiz.
Tekrar Meksika’ya dönersek; benim gördüğüm kadarıyla internet ve elektrik kablolarının hala direklerden yerlere kadar sarktığı, yolların bozuk olduğu, postacılık sisteminin bile gelişmediği ve hayatın yavaş ilerlediği bir ülke. Ülkemizin 30 yıl önceki hali gibi. Ama yine de derin bir tarihi ve kültürü olan, Pasifik Okyanusu’nda büyüleyici plajlara sahip, Hollywood ünlülerinin bile evlerinin olduğu, zorluklarına rağmen kendine has keyifli bir ülke. Meksika’yı gördükten sonra her şeye sahip gelişmiş ülkemizde bile bir yelken merkezi oluşturmanın Meksika’ya göre daha zor olması maalesef çok üzücü.
La Cruz’u tanıyalım
Bizim Meksika’da yaşadığımız ve yelken okulunun olduğu yer La Cruz, ülkenin Pasifik Kıyısı’nda Banderas Koyu’ndaydı. Burası ülkenin Bodrum gibi önemli, gelişmiş bir turistik bölgesi. Harika plajları olan güvenli bir bölge. Yılın altı ayı muson yağmurları yağıyor ve aşırı nem hakim oluyor. Her sene illa ki bir kasırga da vuruyor. Ancak Banderas Koyu oldukça korunaklı bir bölge. Muson dönemi bitince altı ay bizim ilkbahara denk gelen mevsimi başlıyor. Dolayısıyla turistik dönem başlıyor ve tekneler koya demir atmaya geliyor. Ama öyle lüks yatlar, marka yelkenliler falan değil. Daha çok teknede yaşamı bir yaşam biçimi haline getirmiş insanlar mütevazı ve yaşı büyük tekneleriyle demir atıyor buraya. Bizim ülkemizdeki gibi günü birlik gezi tekneleri de çok. Ama bunlar bizimki gibi korsan tekneleri değil katamaran. Yüksek seste müzik dinlenilen, bolca tekila tüketilen, gürültülü parti tekneleri. Aslında bir “guilty pleasure” olarak Meksika’da bunu denemek isterdim açıkçası.
Balinalarla yelken yapmak
Banderas Koyu’nun bence en önemli özelliği balinaların muson mevsimi bitince korunaklı bir bölge olduğu için buraya yavrulamak için gelmeleri. Yani turizm mevsimi açılınca koyda balina görmek çok olası. Haliyle bu konuda ciddi bir turizm gelişmiş. Pek çok acente balina izlemek için tur organize ediyor. Bence Banderas Koyu’nu bizim için en özel kılan tarafı da bu; balinalarla yelken yapmak. Her an burnunuzun dibinden bir balinanın burnunu çıkarıp su fışkırtabilir olduğunu bildiğiniz bir ortamda yelken yapıyor olmak biraz tedirgin edici olsa da oldukça büyüleyiciydi. Birkaç kez görme şansını bulduğum için de çok mutluyum.
La Cruz’da bir yelken okulu
Yelken okuluna geri dönersem eğer; okulun konseptini farklı bulduğum için paylaşmak istiyorum. Okulun en dikkat çeken özelliği sadece yetişkinlere ILCA (lazer) eğitimi veriyor olması. Bunu da sadece Dünya ya da Olimpiyat Şampiyonu olmuş üst düzey koçlarla düzenlediği kliniklerle, ileri seviye yelken eğitimiyle yapıyor. Böylece dünyanın önde gelen, şampiyon olmuş önemli yelkencileriyle tanışıp, onların eğitimlerine katılma şansını yakalıyorsunuz. Bu sebeple kliniklere düzenli olarak katılıp eğitim almak ve antrenman yapmak isteyen yelkenciler buradan yazlık ev alıyorlardı. İki Kanadalı yelkencinin marina içinde kurduğu ve sadece 6 ay çalıştırdığı bu yelken okulunun sahip olduğu gücü görmek beni oldukça şaşırtmıştı açıkçası. Bu yelken okulunun ciddi bir turizm de yaratmış olduğu görülüyordu. Bu bizim ülkemizde biraz yat sınıfında oluştu diyebiliriz. Bazı Rus yelkencilerin Bodrum ve Marmaris’te yarışabilmek için teknelerini getirip, ev alarak ülkemizde yaşamaya başlamaları aslında ülkemiz adına güzel bir şey ancak gönül isterdi ki yarışlarımızı tek bir ülke domine etmesin.
Meksika’daki ILCA 4 deneyimim
Ben de bu yelken okulunun nadiren düzenlediği başlangıç seviye eğitimlerine ILCA 4 sınıfında bir kez katılma şansı buldum. Ünlü bir şampiyondan değil ama çok donanımlı bir antrenörden bir hafta eğitim aldığımda eğitimin seviyesine inanamamıştım. Başlangıç noktası o kadar ileri seviyedeydi ki çok az şey anlayabilmiştim, tabii İngilizce olması da çok zorlayıcıydı. Bir hafta içinde roll tack’ten, by the lee seyrine, yarış startından, hafif havada hızlanma tekniklerine kadar her konu anlatılmıştı. Ama dediğim gibi deneyimsizliğim ve dil sebebi yüzünden eğitimden yeteri kadar faydalanamamıştım.
Meksika’ya veda
Maalesef ki okulun elindeki gücü fark ettikten sonra uygulamaya başladığı tek taraflı yanlış politikaları, aşırı fiyat artışları ve bölgede başka bir okul alternatifinin olmayışı sebebiyle evimizi satıp Meksika’dan ayrılma kararı verdik. Oysa ki Banderas Koyu fazla yön değiştirmeyen, çoğunlukla hafif-orta şiddetlerdeki stabil rüzgarları, sıcak denizi, rahatsız etmeyen deniz trafiği ile güven verici bir yelken eğitimi ortamı sağlıyordu. Tabii ki balinalardan ve marina içinde çıkması mümkün olan timsahlardan korkmuyorsanız…
Çiğdem Yurtsever Holdsworth.
E-Mail: [email protected]
Instagram: @cigdemyurtsever