Röportaj: Emre Tazegül
Türkiye’nin en genç başhakemi Ezgi Kalaycı, tam anlamıyla doğuştan denizci. Bunu biz değil kendisi söylüyor. Çünkü 1996 yılında Marmaris’te dünyaya gelen Kalaycı, babasının işi nedeniyle denizle olan ilişkisine doğduğu günden itibaren başlamış. Muğla Üniversitesi İşletme Bölümü mezunu olan 28 yaşındaki Ezgi Kalaycı, yat kiralama ve teknik servis şirketinde, iki senedir teknik servis müdürü olarak görev yapıyor.
Denizle olan ilişkisinin doğduğu günden itibaren başladığını vurgulayan Kalaycı, “Babamın işi gereği, doğduğum günden itibaren deniz hayatımın bir parçası oldu. 6-7 yaşlarımda optimistle birlikte yarışçılık serüvenim başladı. Optimisten sonra 420 ile devam ettim. Lisedeki ders yoğunluğu ve üniversite hazırlığı derken hareketli salmayı bıraktım; çünkü başarı elde etmek için gerçek bir efor gerekiyor, aksi takdirde bu durum sadece hobi olarak kalıyor. Kısa bir aranın ardından babamın ekibinde Marmaris’te yat yarışlarına katılmaya başladım. Bazı yarışlarda babam kendi arkadaşlarıyla ‘erkek erkeğe’ 😂 yarışıyordu. Ben de o yarışlarda destek personeli olarak komite teknesinde görev almaya başladım” dedi.
Marmaris Uluslararası Yat Kulübü (MIYC) ile tanışıklığının da çocuk yıllarında olduğunu belirten Kalaycı, “MIYC hayatıma hakemlik kariyeriyle girmedi, bir Marmaris kızı olarak hep içindeydim. MIYC içinde bir görevim yok; ben bir hakemim fakat profesyonel işimdeki yoğunluğumdan dolayı farklı yarışlarda görev alma fırsatım çok olmuyor ama imkan oldukça gitmeye çalışıyorum. Türkiye’nin en genç başhakemi :)… Yalan yok, ilk başlarda çok zorlandım ama bu yaptığım işi bilmemek ya da tecrübesizlikten kaynaklanmıyordu. Genç bir kadın olarak, yönetici olmak ve insanların seni kabul etmesi gerçekten dünyamızda çok zor; hangi işi yaparsan yap, hangi sektörde olursan ol çok zor” diye konuştu.
Ezgi Kalaycı, sözlerine şöyle devam etti; “Fakat kolay adapte oldum çünkü profesyonel işimde de benzer sorumluluklarım var. Kendimi geliştirmek için yaptığım en önemli şey farklı insanlarla çalışmak; çünkü bence birlikte çok çalışan ya da vakit geçiren insanlar birbirine benzemeye başlıyor ve öğrenimler azalıyor. Bu yüzden olabildiğince farklı ve güvenilir referanslı kişilerle çalışmaya özen gösteriyorum. Yurt dışında iki yarışta görev aldım; bir tanesi iki sene önce Rodos Cup’ta jüri olarak, diğeri ise bu sene Aegean Regatta’da yarış kurulunda görev alıyorum. Aslında yaptığımız iş aynı, formatları farklı. Biz hakemler olarak, doğanın bize verdiği imkanlarla yarışçılara adaletli bir yarış yaptırmaya çalışıyoruz. Katıldığım bu iki yarış da offshore (açık deniz) yarışıydı. Benim yaptığım yarışlara göre daha az stresli, açıkçası starttan sonra her şey doğaya ve yarışçıların performansına kalıyor.” “Denizde olmak bana yaşadığımı hissettiriyor; her an tetikte ve uyanık olmak gerekiyor” diyen Kalaycı, denizle bağını daha da kuvvetlendirerek yoluna devam etmeye kararlı görülüyor. Biz de ona başarılar diliyoruz…