Yelken dünyasının yakından tanıdığı isimlerden biri olan Engin Yuvaktaş, “Tekneye ilk adımımı attığım andan itibaren fantastik bir dünyanın içine daldığımı hissediyorum” diyor.
Röportaj: Emre Tazegül
Profesyonel olarak 25 yıldır yazılım sektöründe projeler geliştiren İstanbul Açıkdeniz Yat Yarış Spor Kulübü Sportif Direktörü Engin Yuvaktaş, bunun 20 yılında e-ticaret ile uğraştığını söyledi. Yelken sporu ile 2013 yılında tanıştığını belirten Yuvaktaş, “Üyesi olduğum dağcılık derneğinin gerçekleştirdiği yelken ve denizcilik seminerinde tanıştığım Barış Ersemiz sayesinde bu dünyaya ilk adımlarımı attım. 2014 yılından bu yana da farklı yatlar ile yarışlara katılıyorum. 2018 Black Sea Championship ilk yarış organizasyonu tecrübem oldu. Bu yarıştan 2 yıl sonra başlayan Cumhurbaşkanlığı Uluslararası Yat Yarışları’nın organizasyonunda ve yönetiminde rol aldım. Son 2 yıldır profesyonel olarak farklı yat ve ekiplerle yarışıyor, yat yarışı organizasyonları yapıyorum. Hedefim, önümüzdeki yıllarda Türkiye’de dünyaca prestijli yat yarışlarını gerçekleştirmek ve olabildiğince çok sporcuyu yelken sporu ile tanıştırmak” dedi.
Cumhurbaşkanlığı’nın Himayesinde
Engin Yuvaktaş, Cumhurbaşkanlığı Uluslararası Yat Yarışları ile yolunun nasıl kesiştiğini ise şöyle anlattı; “O sıralar ismi İstanbul Açıkdeniz Yarış Kulübü olan kulübün kurucularından Ekrem Yemlihaoğlu, 2018’de yapılması planlanan Odessa start – Eforie – İstanbul finiş rotasında gerçekleşecek Black Sea Championship uluslararası yat yarışının organizasyonuna beni de dahil etti. Aynı zamanda daha sonra İstanbul Açıkdeniz Yat Yarış Spor Kulübü olacak İstanbul Açıkdeniz Yarış Kulübü’nün de yönetiminde rol verdi. Bu yarış sonrası yaklaşık 2 yıl boyunca yapılan görüşmeler sonucunda kulübümüz Cumhurbaşkanlığı himayesine ve aynı zamanda Cumhurbaşkanlığı Uluslararası Yat Yarışları’nı düzenlemek yetkisine de sahip oldu. 2020 yılından bu yana kulübün sportif direktörlüğü görevini üstleniyorum.”
Türkiye’nin 4 Denizinde Organizasyon
Açıkdeniz yarış kulübü olarak adlandırdıkları kulübün, ilk günden itibaren açıkdeniz yarışları düzenlemeyi hedeflediğini ve Türkiye’nin 4 denizini kapsayacak organizasyon planları yaptığını hatırlatan Yuvaktaş, “Cumhurbaşkanlığı himayelerinde gerçekleştirdiğimiz ve bu yıl altıncısı düzenlenecek yarışlarda bu planımız gerçekleştirmek için kolları sıvadık diyebiliriz.
Programı kısaca anlatmak gerekirse;
* 23-25 Nisan 2025: Çanakkale Kupası
23 Nisan: İstanbul Boğazı Yarışı
23 Nisan: İstanbul – Çanakkale Açıkdeniz Yarışı start
25 Nisan: Çanakkale Boğazı Yarışı
25 Nisan: Ödül Töreni Çanakkale
15 Haziran: Boğaz yarışı ödül töreni İstanbul
* 19-24 Mayıs 2025: Kurtuluş Kupası
19 Mayıs: İstanbul Boğazı Yarışı
19 Mayıs: İstanbul – Samsun Açıkdeniz Yarışı start
24 Mayıs: Ödül Töreni Samsun
15 Haziran: Boğaz Yarışı ödül töreni İstanbul
* 29 Ekim – 2 Kasım 2025: Cumhuriyet Kupası
29 Ekim: İstanbul Boğazı Yarışı
1 Kasım: İstanbul – Adalar parkuru
2 Kasım: Ödül Töreni İstanbul
* 15-18 Kasım 2025: Kıbrıs Kupası
15 Kasım: Marmaris – Girne Açıkdeniz Yarışı start
18 Kasım: Ödül Töreni Girne.”
Yarışlar hakkında detaylı bilgiye
https://sailturkiye.racing/ adresinden ulaşabilirsiniz.
Hedef; Uluslararası Arenada İzlenen Yarışlar
Kulüp ve organizasyon olarak öncelikli hedeflerinin ülkemizde gerçekleştirilen yat yarışlarının uluslararası arenada hak ettiği prestije ulaşmasını sağlamak olduğunu belirten Yuvaktaş, “İzlenebilir yarışlar organize ederek yelken sporunun basın ve sponsor markalar için cazibesini artırmak istiyoruz. Yelken kulüpleri ve okulları başta olmak üzere yarışçı ve sporcu yetiştiren kurumlara sponsorluk kanalları oluşturmak önemli. Her sporda olduğu gibi yelken sporu da ancak markaların sağlayacağı güçle büyüyüp gelişebilir. Bireyse olarak ise; saygın, sevilen, takip edilen, heyecan uyandıran, yarışçılara da sponsorlara da kazandıran, yıllarca devam eden yarış organizasyonları düzenlemek istiyorum” açıklamasını yaptı
Yeni Görevlerle Sorumluluk Arttı
İstanbul Açıkdeniz Yat Yarışı Spor Kulübü’nün çok azimli ve yenilikçi bir yapıya sahip olduğuna dikkat çeken Yuvaktaş, sözlerini şöyle sürdürdü; “Bize devredilen bayrağı her yıl bir önceki yıldan daha ileri taşımak için canla başla çalışan bir yönetim kadrosuna sahibiz. Başkanımız Ekrem Yemlihaoğlu bu yıl gerçekleşen Türkiye Yelken Federasyonu seçiminde yönetim kuruluna girince sorumluluklarımız daha da arttı Kulüp olarak koyduğumuz hedeflere federasyonun hedeflerini de dahil ettik ve bu doğrultuda büyük bir özveri ile çalışıyoruz. Ayrıca bu yıl Zafer Öznur’un başkanlığında oluşturulan TFY Yat Kurulu’nda da göreve davet edildim. Türkiye’de yatçılığın ve yelken sporunun daha büyük kitleler ile buluşturulması için de çalışmalara başladık. 2025’in kulübümüz için değişim yılı olacağını öngörebiliyoruz.”
Daha Fazla Üniversiteliye Yarış İmkanı
Yelken sporu ve yarışçılığın yüksek maliyetler ve bir takım zorluklar gibi doğal engelleri çokça içinde barındırdığını hatırlatan Yuvaktaş, “Bu yıl üniversite öğrencilerinin yelkenciliğe adım atarken önlerine çıkan engelleri azaltmak, maliyetleri düşürmek, denizde daha fazla vakit geçirmelerine olanak sağlamak için yeni bir projeye başlıyoruz. Geçen yıl ilki Boğaziçi Üniversitesi Yelken Kulübü ve TYF ortaklığı ile match race olarak gerçekleşen Boğaziçi Sailing Cup’ı bu yıl fleet race formatına çevirerek çok daha fazla üniversitelinin yarışabileceği bir organizasyona dönüştürmeyi planlıyoruz. Elde edilecek sponsorluk gelirleri sayesinde öğrencilere ve okullara ek bir maliyet oluşturmadan bu yarışlara dahil olabilmeleri ve İstanbul il sınırlarında üniversiteler arası bir yelken ligi oluşturmak projelerimiz arasında” dedi.
Denizde Günlük Hayatın Tasası Yok Oluyor
Yelken sporu ile çok geç yaşlarda tanıştığını ve bu sebeple hareketli salma sınıflarında hiç deneyimi olmadığını kaydeden Yuvaktaş, şunları söyledi; “Direkt yat üzerinde yelkeni öğrendim. İlk teknemi arkadaşlarımla ortaklaşa aldık. Eğitim aldığımız ve yarıştığımız 31 feet teknenin sahibi olduktan bir süre sonra teknemize IRC sertifikası alıp destek sınıfından ayrıldık. O sırada gördüm ki destek sınıfı dışında bambaşka bir dünya var ve bu ekipler ve teknelerde yarışmak için kendimi çok daha fazla geliştirmeliyim. Yazılımcı olduğum için analitik bir zekaya sahibim diyebilirim. Bu sebeple benim için en basit, ekiplerin de eksikliğini en çok hissettikleri pozisyon baş üstü olunca ben de yelken kariyerime buradan devam ettim. 2014’ten bu yana yılda ortalama 40 hafta sonu yarışıyorum. Birçok spor dalını deneyimledim, takım sporları hep favorim oldu. Denizde olmak yarışarak bir noktadan başka bir noktaya ulaşmak. Bunu yapabilmek için türlü bulmacayı çözmek, bir bilim kurgu filminin içinde yaşamak gibi. Tekneye ilk adımımı attığım andan itibaren o fantastik dünyanın içine daldığımı hissediyorum. Günlük hayatın derdi, tasası yok oluyor. Zihnim tertemiz bir gün geçiriyorum. E-ticaret sektöründe bir yazılımcının taşıdığı stresi düşünecek olursak yelken yapmak, yarışmak benim için mükemmel bir ilaç.”
Yelken Camiasına Çok Anlamlı Mesaj
Engin Yuvaktaş, sözlerine şöyle son verdi; “Bu camia bir avuç insanın zamanında büyük bir özveri ve azim ile kurduğu muhteşem bir yer. Bunun bir parçası olmak tarif edilmesi çok zor bir mutluluk benim için. Hayalim, tüm kulüplerin ve yelken okullarının, Türkiye Yelken Federasyonu’nun sağladığı bu kapsayıcı ve görkemli çatı altında el ele çalışarak birlik içinde Türkiye’deki yelken sporunu dünya arenasında en yüksek noktaya taşıması.”