Bu yazı bir seriye dönüşecek ancak girişin basit ve yalın olmasına özen gösterdiğimi açıkça belirtmem gerekiyor. Biliyorsunuz geçen yıl Ege’nin birçok bölgesi ve İstanbul’da IRC rating sistemine alternatif olarak ORC sistemine geçildi ve bu hızlı geçiş yanında bazı problemler getirse de sistemi anlamamız gerekiyor. Açıkçası ben de geçen yıl yeni tanıştığım sistem sonrası uzun uzun okumaya, araştırmaya ve sistemi benden iyi bilen insanlara danışmaya başladım. Bugün ORC noktasında bir bilirkişi olamam, hala öğreniyorum ancak yeni yarışmaya başlıyorsanız ve destek sınıfından yeni geçiş yapan bir bireyseniz bu yazı oldukça işinize yarayabilir. Çünkü benim ORC sisteminden gördüğüm en büyük fayda, kendi teknemi tanımak ve performansımı yükseltmek için oldukça zorlayıcı ancak keyifli bir sistem olduğu yönünde.

ORC’yi Tanıyalım
ORC’yi diğer sistemlerden ilk ayıran özellik başka sistemlerde teknenizin ne kadar hızlı olduğuna dair bir puan alırken ORC sisteminde ise teknenizin hesaplanan performans verisine ne kadar yakın seyrettiğiniz inceleniyor. Yani kabaca bir temelde rakibiniz ile mücadele ederken kendi teknenizin performansını ne kadar yüksek kullandığınızı daha çok önemseyen bir sistem. Rakibiniz o gün kötü yarıştı ve siz de kendi Polar diagramınızdan yavaşsanız büyük olasılıkla iki teknede kaybedecek ve bir başka tekne kazanacak. Çünkü ORC rakibinize ne kadar fark attığınız ile değil sizin teknenizin polar curve grafiğine ne kadar yakın seyrettiğiniz ile ilgileniyor. Yani sistem diyor ki tekneni olması gereken hızlarda kullan.
Kendi rating hesaplamasını yaparken teknenizin ağırlığı, dizaynı, kullandığınız teknolojik malzemeler ve beyan ettiğiniz yelkenlerin sizin teknenizde üreteceği performansı hesaplayarak size sertifikanızda bir Target speed poları çıkarıyor. Aslında yapmanız gereken en önemli şey bu polarda belirlenen hedef hızları teknenizin bir yerinde not etmek veya varsa elektronik aygıtları girerek o hızları tutmaya çalışmak. Bu sayede sistem en hızlı tekneyi değil teknesini en iyi kullanan ekibi ödüllendiriyor.
ORC sisteminin bana göre en güzel tarafı sistemin şeffaflığı. Orc.org web sitesine girip hesabınızı oluşturarak rating belgenizi aldığınızda olası tüm rakiplerinizi kendi sisteminize ekleyerek kime hangi koşulda ne kadar süre verdiğinizi hesaplayabildiğiniz gibi aynı zamanda her rakibinizi sertifikasını görebiliyor ve bu sayede onun yaptıkları değişiklikleri kontrol edebilirken feyz almanız da mümkün. Yani rakibiniz bir değişiklik yaptı, çok hızlandı ve sizi geçti. Ne yapmış? Neyi ekleyince olumlu sonuç almış? Hepsini görebilirsiniz. Bu şeffaflık tabii ki ölçü protestolarına da yansıyor, çünkü herkesin her verisi ortada.
Beyandan Korkmanın Manası Yok
İRC sisteminde bir yelkeni beyan edeceğimizde alacağımız rating bir muallaktı. Ancak test sertifikası alarak ya da sertifikamızı yenileyince olası ratingimizi görüyorduk. Ancak ORC sisteminde bir yelkeni beyan ettiğinizde o modifikasyonda teknenizin göstereceği pozitif ya da negatif performansı verisel olarak görebilmek mümkün. Bu sayede daha yelkeni satın almadan ölçüleri girilerek doğru yelkene karar verme özgürlüğünüz de doğuyor. Daha fazla yelken beyanı ratinginiz yükselecek demek değil hatta öyle ki sistemi biraz daha kavradığınızda ORC sisteminin sizin ne zaman yelken küçülttüğünüzde hangi performansı göstereceğini ön görmesi özellikle ön yelken sahası çoklu olan teknelere bir rehber niteliğinde. Mesela Atiye teknemizde ben 19 knotda code 2.5 yelkenime geçerken sistemin 15 knotta bu yelkene geçtiğimi hesapladığını gördüm ve denedim. Gerçekten 19 knotı beklememe gerek yokmuş ve o gün başka bir şey daha öğrenmiş oldum.
ORC sisteminin yeni başlayanlar için zor tarafları da mevcut. Sistem biraz karmaşık ve performansı çok teknik şekilde ele alıyor. Yani kullanıcı teknesini tanımıyor, yarış parkurunda yeniyse ve ince trim yapma yetisine daha sahip değilse bu sistemde yarış kazanması olası değil. Yani aslında tam da olması gereken husus ortaya çıkıyor. Yani ORC sisteminde yarışacaksanız kendinizi geliştirmeniz gerekiyor. Bu hususta bu geçişin biraz zorlayıcı olduğunu kabul etsem de sistemin tekneleri daha iyi kullanmaya itmesi filonun da kendini ilerletmesine sebebiyet veriyor. Eğer ORC sisteminde yarışacaksanız kesinlikle elektronik destek almanız gerekiyor. Mesela biz geçen yıl Raymarine alpha serisine geçiş yaptık ve benim en efektif kullandığım özelliği heeling moment’i anlık göstergede görmem oldu. Bu sayede trapezde bulunanların yerleri, fazlalıkları ya da azlıklarını anında görebilip daha hızlı tepkiler verebilmeye başladık. Polar diagramımızı sisteme girdiğimizde ise o verileri yakalamaya çalışmak oldukça işimizi basitleştirmeye başladı ve hem tekneyi tanıma sürecimiz hızlandı hem de performansımız arttı. Atık yeni rakipler vs sistemlere karşı iyi yelken olmadan, iyi elektronik olmadan yarışmak ve kazanmak bana göre neredeyse imkansız.
Yapılması Gerekenler
Yeni başlıyorsanız basitçe yapmanız gereken bazı hususlar var. Öncelikle sistemin daha zor olduğunu kabul ederek okumak gerekiyor. Kulüpler tarafından yapılan seminerleri takip etmek ancak öncelikle kendi teknenizin özelliklerine çalışmanız lazım. Tekneniz hangi açılarda daha verimli? Bu açılara göre uygun yelkenler hangileri? Tüm bu soruları sormak ve gelişime açık olmanız lazım. Sırasıyla yapmanız gerekenler ise.
Öncelikle ivedi şekilde Club sertifikadan kurtulmanız gerekiyor çünkü Club sertifikalarda teknelerin bazı verileri üretici tabanından çekilirken tahminler üzerine hesaplanıyor. Özellikle eski teknelerde majör farklar oluşabiliyor.
Teknenizi tanıyın, yarış parkurunda odağınız IRC’de yarışırken gibi rakibinizi kollamak üzerine yatmak değil sadece teknenizi minimum durdurarak maksimum şekilde polarınızı tutmak olsun. Eski alışkanlıklar maalesef bazı parkurlarda zarar verebiliyor çünkü.
ORC’den polar curve’ınızı satın alın. Çünkü bunu yaptığınızda sertifikadaki standart açıları değil, sizin beyan ettiğiniz yelkenler ile her açıda performansınızı görebiliyorsunuz. Bu veriler olmadan stabil başarı çok zor.
Her yelkeninizi beyan edin, yelken sayısının artmasından ve ya büyümesinden korkmayın. Çünkü en büyük yelkeninizi beyan edip kalanlarını etmediğinizde ORC sistemi sadece en büyük yelkenle yapabileceğiniz performansı değerlendirdiği için hatalar oluşuyor. Elinizdeki her yelkeni girdiğinizde sistem hangi rüzgarlarda hangi yelkeni basmanız gerektiğini de söylediği gibi aynı zamanda hakemler rüzgar verisi aldığı için penaltıyı en büyük yelkeninizden değil o anda esen havada kullandığınız yelkenden yiyorsanız. Bu yüzden elinizdeki her yelkeni ORC sistemine girmeyi, tavsiye ettiği rüzgar değişimlerinde bu yelkenleri değiştirmeyi atlamayın.
Trapez her zaman çok önemliydi ancak performansınıza göre değerlendirilmeye başladığınızda artık bu önem daha majör hale geliyor. Teknenizin ideal Wheeling momentini bulun, bu eski dizayn teknelerde 19-21 derece arasında bir yerdedir yeni teknelerde 17-20 bandında gezebilir. Sizin teknenizin en ideal yatma açısını bularak varsa elektronik yoksa su terazisi yardımı ile hep o açıyı yakalamaya çalışın. Bu sayede özellikle uzun bacak kontralarda polar verilerinizi yakalamak daha kolay olacaktır.
Unutmayın, ORC sisteminde kazananlar en hızlı tekneler değil. Teknesini en iyi tanıyan dümencilerin elindeki performans verilerini ne kadar yakaladığı ile alakalı bir sistem. Rakibinize değil kendinize bakın, ORC’de yarış kazanmak istiyorsanız sistemi okumak, teknenizi tanımak ve yelken yarışçılığına performans odaklı bakmaktan başka çareniz yok. Eğer bu hususlar size sıkıcı geliyor ya da amacınıza uymuyorsa o başka bir konu ama kendinizi geliştirmek istiyorsanız bu konuda ORC çok faydalı.
Bu temel girişten sonra bir sonraki yazıda hangi parkur ve sistemde hangi tarzda yarışmak gerekiyor onları yazacağız. Ben de elimdeki bu veriler ile bu kış çok daha iyi yarışmayı planladığım gibi öyle olacağına da eminim. Yelken yarışçılığı akşam içki içip sabahlara kadar eğlenip yarı sarhoş parkura çıkma oyunu değildir. Böyle yarışıyorsanız ORC sisteminden uzak durmakta fayda olduğunu söylemem gerekiyor. Rus teknelerinin başarısının altında ise ORC sisteminde bizden çok yarışmaları ve sistemi göre taktik geliştirebilmeleri var. Bunu Marmaris Yarış Haftası’nda aleni şekilde hissettik. Bu yüzden bu sene çok daha keyifli, daha rekabetçi ve zor yarışlar bizi bekliyor.












