Röportaj: Emre Tazegül
Fransa’nın Lorient kentinde yapılacak 2024 Offshore Double Handed Dünya Şampiyonası, 24 Eylül-1 Ekim tarihleri arasında gerçekleştirilecek. 16 ülkeden toplam 22 ekip yarışacak. Sun Fast 30 tipi teknelerin kullanılacağı yarışta Türkiye’yi Onur Tok ve Pelin Keskin’den oluşan Beymetal Team LR ekibi temsil edecek. İşte size Onur Tok ile yaptığımız özel röportajın detayları… Keyifle okumanız dileğiyle…
Ekip olarak bu yarışa katılma fikri nasıl gelişti ve süreç nasıl işledi?
Yelken yapmayı ve denizde olmayı her zaman sevdik, bu yüzden offshore yarışları özellikle ilgimizi çekiyor. Federasyonun bu yarışla ilgili duyurusunu gördüğümüzde hiç tereddüt etmeden başvurumuzu yaptık ve hazırlıklara başladık. Öncelikle, teknemizi double handed yarışa uygun hale getirmemiz gerekiyordu. Bu amaçla halatlar, makaralar ve elektronik sistemlerimizi yeniledik. Teknemizde daha önce oto pilot bulunmuyordu, bu yüzden yeni bir oto pilot sistemi kurduk ve ardından antrenman sürecimize başladık. Bu süreçte, halatlar, makaralar ve donanım konusunda bize destek veren Denpar’a teşekkür ederiz. Ayrıca, double handed offshore yarışlarda olmazsa olmaz ve kritik öneme sahip oto pilot konusunda bize büyük destek sağlayan Raymarine Türkiye’ye de minnettarız. Hem sistemi tasarlama ve donatma aşamasında hem de deniz testlerinde yanımızda oldular ve her türlü desteği sundular.
Daha önce bu alanda bir tecrübeniz var mı? Bu tip yarışlara katıldınız mı?
Bu alanda daha önce birkaç kez yarışa katıldım. 2019 yılında Tuğrul Elbirler ile birlikte Rolex Middle Sea Race’e katıldık ve bu yarış bizim için büyük bir deneyim oldu. Ardından Türkiye’de düzenlenen çeşitli yarışlara katıldık. Bu yıl, Deniz Kuvvetleri Kupası ilk kez 555 deniz mili uzunluğunda bir rotada gerçekleştirildi ve double handed sınıfı ilk kez açıldı. Biz de bu fırsatı değerlendirerek yarışa katıldık. Aslında antrenman amacıyla katıldığımız bu yarışta, sonlara kadar oldukça iyi bir performans sergiledik. Rodos’a kadar overall’da ilk 5 içerisinde götürdüğümüz yarışta, Rodos’a ulaştığımızda 1. sıradaydık. Ancak, Rodos’un arkasından çıkmayı başaramadık ve yarışı 16. sırada tamamladık. Yine de bu, bizim için çok değerli bir antrenman oldu.
Onur Tok ve Pelin Keskin, birlikte kaç yıldır yarışıyor ve birbirinizi tanıyor olmanız bu yarışta avantaj sağlayacak mı?
Birlikte denizde geçirdiğimiz süre oldukça fazla, bu da sadece double handed yarışlar için değil, genel olarak yelken tecrübemiz için büyük bir avantaj sağlıyor. Pelin, 3 yıldır yelken yapmasına rağmen, bu süreçte denizde çok fazla zaman geçirdi ve tecrübesini hızla artırdı. Biz sadece double handed yarışlarında değil, J70 gibi sportboats yarışlarında ve Mat 1180 gibi IRC 0 sınıfı ekipli teknelerde de birlikte yarıştık ve çok fazla mil kat ettik. Bu ortak tecrübeler, denizdeki uyumumuzu ve stratejik karar alma becerilerimizi pekiştirdi, dolayısıyla bu yarışta da bize avantaj sağlayacak.
Yabancı bir coğrafyada yarışıyor olmak zor değil mi? Üstesinden nasıl gelmeyi planlıyorsunuz?
Yabancı bir coğrafyada yarışmak, elbette ki zorluklar içeriyor. Ancak, bu zorlukların üstesinden gelmek için önceden planladığımız stratejilerimiz var. Yarıştan önce, yarışın yapılacağı bölgede bir kamp düzenleyerek, kullanılacak teknelerle antrenman yapma fırsatı bulacağız. Bu, hem tekneleri daha iyi tanımamızı hem de bölgenin deniz koşullarına alışmamızı sağlayacak. Ayrıca, orada yarışan Türk yelkencilerle görüşerek, bölge hakkında yerel bilgiler edinmeyi planlıyoruz. Bu tür hazırlıklar, yabancı bir coğrafyada yarışmanın getirdiği zorlukları en aza indirmemize yardımcı olacak.
Bu yarışın bildiğimiz yelken yarışlarından farkları nelerdir?
Bu yarışın en büyük farkı, ekiplerin iki kişiden oluşması ve bu iki kişinin bir kadın ve bir erkek olmak zorunda olmasıdır. Yelken yarışları genellikle daha kalabalık ekiplerle yapılır; ancak bu format, hem fiziksel hem de mental dayanıklılığı farklı bir seviyeye taşır. Ayrıca, World Sailing’in kadın ve erkek sporcu sayısını eşitleme konusundaki çabaları doğrultusunda, bu yarışta cinsiyet dengesi sağlanmış olması da önemlidir. Bu uygulama, spor dünyasında kadınların daha fazla yer almasını destekleyen küresel bir girişim olarak öne çıkıyor. Hem dengeyi hem de takım çalışmasını en üst seviyede gerektiren bu yarış, yelken sporunun geleceğinde önemli bir adım olarak görülüyor.
Avrupa’daki yarış atmosferi ve olaya bakış açısı ile Türkiye’yi karşılaştırabilir misiniz?
Avrupa’daki yarış atmosferi ve bakış açısı ile Türkiye’yi karşılaştırdığımızda, bazı belirgin farklar olduğunu söyleyebiliriz. Avrupa’da yelken sporuna genel bakış daha profesyonel ve geniş kitlelere yayılmış durumda. Yarış organizasyonları genellikle daha büyük ölçeklerde yapılırken, sponsor destekleri de daha güçlü. Yelken, Avrupa’da uzun yıllardır oturmuş bir kültüre sahip olduğu için, yarış atmosferi daha disiplinli ve organize. Türkiye’de ise yelken sporu son yıllarda hızlı bir gelişim sürecine girdi. İlgi her geçen yıl artıyor, ancak yelkenin Avrupa’daki kadar geniş kitlelere yayılması biraz zaman alacak. Özellikle son dönemlerde Türkiye’de düzenlenen yarışlar uluslararası standartlara yaklaşmaya başladı. Avrupa’daki profesyonellik seviyesine ulaşmak için biraz daha yol kat etmemiz gerekiyor, ancak Türkiye’deki yelken topluluğu bu alanda önemli adımlar atıyor ve olumlu bir gelişme içinde.
Türkiye’den katılacak tek ekip olmak nasıl bir sorumluluk?
Türkiye’yi temsil eden tek ekip olmak, büyük bir gurur olduğu kadar aynı zamanda ciddi bir sorumluluk da getiriyor. Ülkemizi uluslararası bir platformda en iyi şekilde temsil etmek ve bayrağımızı dalgalandırmak, bizim için çok anlamlı. Bu sorumluluğu ciddiyetle ele alıyoruz ve her detayda elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Hem ekip olarak performansımızı en üst seviyeye çıkarmak hem de Türkiye’yi en iyi şekilde temsil etmek için yoğun bir hazırlık süreci geçirdik. Başarıya ulaşmanın yanı sıra diğer Türk yelkenciler için de bir ilham kaynağı olmayı hedefliyoruz.
Ekibin ya da takımın belli bir adı var mı?
Evet, ekibimizin adı, aynı zamanda sponsorumuz olan “Beymetal Team LR”. Beymetal Alüminyum, alüminyum sektöründe faaliyet gösteren ve Linea Rossa markasıyla dünya çapında tanınan bir endüstriyel tasarım şirketi. Beş yıldır birlikte yürüdüğümüz bu yolda, Beymetal bize her zaman güçlü bir destek verdi ve bu destek, başarılarımıza büyük katkı sağladı.