Yelkenciliğe başlama motivasyonumu oluşturan temel ilkelerimden bahsetmek gerekirse: okuma yazma bilen, yüzme öğrenen çocukların başladığı optimist sınıfı ile 6 ila 7 yaş arasında yelkencilik sporuna kendi başına karar vermiş; kendi teknesi ile rüzgara ve rotasına göre strateji geliştirerek rüzgarın istikameti doğrultusunda yön veren yarışçıların, bir ömür boyu sürdüreceklerini bildiğim bu deniz ve doğa maceralarına katkı verebilmek ve en temelinde elbette ülkeme olan manevi borcumu her daim amatör bir ruh ve profesyonel bir bakış açısı ile gönüllü olarak hizmet ederek gerçekleştirmek oldu.
Yelken yarışçılığı en temelinde bir ‘’oyun’’dur. Her oyunun kuralları olduğu gibi, yelken yarışçılığının da kuralları bulunmaktadır. Her sporda olduğu gibi yelken yarışçılığını da kurallarına uygun bir şekilde yaparsanız; inanılmaz keyifli bir yaşam şekli haline gelmektedir. Yelken yarışçılığı ve yelken sporu size öyle bir hayat tarzı sunar ki; doğada yapılması nedeniyle sayısız değişkene göre adaptasyon gerektirerek fizik, bilgi, cesaretle beraber elbette bu değişkenlere zamanında uyum sağlayabilmek adına ekonomik koşullarınızın da yeterli olmasına ihtiyaç duyar. Her yaş grubundan olan yelkencilerimiz kendi performanslarını yüksek tutmaya uğraşırlarken teknelerinin kondisyonlarını aynı düzeyde arttırmalıdırlar; bu bazen tek başlarına, bazen çift olarak ve bazen de takım olarak gelişmektedir.
Yelken sporu; kurallarının ve değişkenlerinin fazlalığından ötürü yarışçılığı, yöneticiliği ve hakemliği zor bir spordur; buna bağlı olarak bir yelken yarışını izlemek değişkenlerini, kurallarını ve kurulan stratejileri bilinmediğinde yarışı izleyenler açısından anlaşılması güç olmaktadır. Bu nedenle günümüz medyasında yer bulabilmek adına renkli, görünür, hızlı, kısa süren ve hatta biraz da yarış seyircilerine adrenalin yaşatmak hedeflenmektedir. Teknelerin yeni üretim teknikleri ile teknelerin karbon fiber kanatları sayesinde sudan kesilerek daha hızlı olmaları ile izleyiciye görsel şov sunulmaktadır. Gelişen teknoloji sayesinde teknelerdeki elektronik takip ve sunum imkanları yarış seyircilerine daha anlaşılır ve istatiksel bilgilerin sunulmasına olanak sağlayarak izlenilebilir ve daha anlaşılır hale gelmiştir.
Teknolojik alt yapı ve insandaki yenilik arzusunun birleşimi ile ortaya çıkan yeni yelken sınıfları olsa da elbette klasik yelken sınıfları, yat ve sörf tüm cazibesini korumaya devam edecektir. Üç tarafı denizlerle çevrili olan ülkemizde spor algısının sadece futbol ile kısıtlı olması, pırıl pırıl denizlerimizde her mevsim yapılabilen bu sporun yeterli maddi desteği alamaması ve toplumumuzda yelken sporuna olan ilgi ve algı değişmediği müddetçe en büyük sorunumuz olmaya devam edecektir. Sponsorların desteğini alabilmek medyada görünür olmakla bağlantılı bu nedenle, yarışların ve aktivitelerin gelenekselleşmesi ve yeni birçok sporcumuzun bu sporda kalabilmesi adına kendi payıma düşen görev ve hedefim; yarışların en adil şekilde ve herkes tarafından anlaşılabilir ve beklenildiği kalitede tutarlı bir şekilde yönetilmesidir. Buna istinaden; 8 yıldır sürdürmekte olduğum Türkiye Yelken Federasyonu Merkez Hakem Kurulu Başkanlığımda, 800’ün üzerinde yeni yelken hakemini federasyonumuza kazandırmış ve mevcut 1000’nin üzerinde yelken hakemimizin güncel kalması hususunda gereken bilgi ve özveriyi göstererek yelken yarışçılığına katkı sağladım ve hala da sağlamaktayım.
Ülkemizde gerçekleştirilen uluslararası yarışlar ile dünyada geliştirilen yeni yelkenli sınıflarının adaptasyonu ile bu sınıflara ait yönetmelikler de tarafımızdan regüle edilmektedir.
Bu sporu bir hayat tarzı yada sadece hobi amaçlı yapan herkesin dahil olduğu bu güzide ve ayrıcalıklı sporda, olimpiyatlarda hedeflenen ve beklenen başarının gelebilmesi adına yelken yarışçılığına gönül veren tüm sınıf sporcularımıza, kulüplerin ve federasyonun desteği devam edecektir.
Herkese yelken dolu sağlıklı günler ve esenlikler dilerim.
Hakan Kütük
Milli yelken hakemi
TYF MHK Başkanı